Türk Dünyasının kafkas’ya bölgesinde yerleşen Azerbaycan Güney ve Kuzey üzere 1813 ve 1828 yıllarında ikiye bölünmüştür.Bu ayrılık politik olarak meydana gelmiştir. Azerbaycan’ın Kuzeyi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği(SSCB) tabi olmuştur ve Güneyi ise İran’a dahil edilmiştir.SSCB ‘ye dahil olan kuzey Azerbaycan, 1917 bolşevik ihtilalından sonra 28 Mayis 1918 ‘de bağımsızlığına kavuşarak,Azerbaycan devletini kurabilmiştir. Ama maalesef bu bağımsızlık uzun sürmemiş 1 yıl ve 11 ay bir süreden sonra 27 Nisan 1920’de kızıl ordu işgaline uğrayarak tekrar Sovyetler Birliğine dahil edilmiştir. Milli Azeebaycan Cumhuriyeti, bağımsızlığını kaybettikten sonra çeşitli baskılara maruz kalmıştır. Fakat Bolşevikler Kuzey Azerbaycan’da iktidarı ele aldıktan sonra Azerbaycan 10,000 km’lik toprağını kaybetti. Tekrar Sovyetler Birliğine katılan Azerbaycan 1922-1936 yılların arasında Kafkasya ötesi Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyetinin (SFSC) bir üyesi olmuş ve SSC ya CCP adını almıştır. Kuzey Azerbaycan SSC dahilinde güneyde, Güney Azerbaycan’la sınırdaş olarak Aras(Araz) nehri bu sınırı belirli etmiştir. Batısında Türkiye Devleti, kuzeyinde ise Dağıstan ve Gürcüstan ile komşudur. Doğusunda Azerbaycan’a can veren Hazar Denizi bulunmaktadır. Araz nehrinin devamı olan Kür Nehri Hazar Denizine döküler. Ama Güney Azerbaycan!
Şu anki İran denilen ülkenin en büyük topluluğu Kuzey Azerbaycan’ın güneyinde bulunan Güney Azerbaycan Türkleri teşkil eder. Nüfusu bu gün 35 milyondan aşkın Güney Azerbaycan yıllardan beridir Fars şovenizmin hakimiyeti altındadır. Kuzey Azerbaycan Cumhuriyeti yıllar boyu direniş ve mücadeleden ve SSCB dağıldıktan sonra bağımsızlığını yeniden elde etti. Azerbaycan’ın bu gün Kuzeyi bağımsız olsada, ama hala acı bir yarası vardır. Bu acı yara tekce Azerbaycan’ın ve Azerbaycan Türklerinin değil. Belke Türk Dünyasının ve Türk Milletinindir. Bu acı yara KARABAĞ ‘dır! Kuzey Azerbaycan’ın yıllardan beridir % 20 toprakları Ermenilerin işgali altındadır. Bu toprakları Azerbaycan, Ermenilerle savaşı esnasında, Ermenileri, Rusya ve İran molla rejimi her türlü desteklidiği zaman, kaybetti.
Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyetinin diğer bölümü olan Güney Azerbaycan , Tebriz, Erdebil, Urmiye, Hoy, Salmas, Makı, Merend, Astara,Culfa, Halhal, Soğuk Bulak, Eher, Zengan ,Kazvin ve… gibi şehirler ve kasabaları içine alır. Azerbaycan Şah İsmail ‘den sonra çeşitli siyasi olaylara sahne olmuştur. Safeviler’den sonra Nadir Şah iktidarı eline almıştır.Bundan sonra en uzun süren iktidar Kacarlar Devleti olmuştur.(1796-1920).Türk Devleti Kacarlar’dan sonra İran’da iktidarı Hümeyni dönemine kadar Pehlevi sülalesi eline geçmiştir. böylece fars şovenizmi Güney Azerbaycan Türklerine ve Kaşgay,Horasan,Türkmen’lere ve başka milletlere hakim oldu.ikinci Dünya savaşında 25 Ağustos 1941’de İran o devirde Almanlara karşı mütefik olan Ruslar(Kuzeyde) ve ingilizler(güneyde)tarafından işgal edilmeğe başlamıştır. Bu işgalın sonucunda İran şahı rıza pehlevi(palani)19 Eylül 1941’de tahtı oğlu muhemmed rıza şaha bırakmak mecburiyetinde kalmış ve kendisi Mısır’a sürgün edilmiştir.işte bu dönem Güney Azerbaycan Türkleri için istiklal mucadelesi devri olmuştur ki sonuçta 1945 ‘de Güney Azerbaycan istiklalını Seyit Cafer Pişeveri liderrliğiyle ilan etti. Güney Azerbaycan’ın başkenti Tebriz’de Milli Parliman kuruldu ve Bakanlar,Millet Vekilleri ve diğer sorumlu ve yetkililer seçildiler.Askerlik ve kültür işleri Türkleştirildi.kanunsuzluk nizamına son verildi.Bu sırada en önemli yapılan işlerden birisi Milli Ordunun kurulmasıydı.Bu durumdan Tahran rejimi ve şovenist pehleviler rahatsız oldular. İran başbakanı ve moskva arasındaki anlaşmada Rusya ordusunu Güney Azerbaycan’dan geri çekti. Bu fırsattan yararlanan Pehlevi rejimi yeni kurulmakta olan Türk Cumhuriyetine zalimcesine saldırmak için telaşlandı. Sonuçta Zengan-Kazvin şehirlerinde Güney Azerbaycan Türkleri ve İran ordusu arasında kanlı çatışmalar yüz verdi. Neticede Tebriz düştü!
Güney Azerbaycan’da bir çok Mücahitler, Bakanlar, Yazarlar, hatta kadınlar ve çocuklar öldürüldü ve Fars rejimi kimseye rahm etmeden 100,000 yakın insan öldürdüler. Bir çok insanlar yaralı ve şehit oldular ve bir çok insan başka ülkelere özellikle Kuzey Azerbaycan’a sürgün oldular.
Bir daha Güney Azerbaycan için karanlık bir dönem başlanmış oldu!
Böyle bir durumda Güney Azerbaycan Türkleri için yeni bir fırsatı beklemekten başka çare kalmamıştır.
Güney Azerbaycan Türklerinin beklediği fırsat İran’da 1978/79’da azda olsa elde edildi. Pehlevi rejimi değişildikten sonra Humeyni İran lideri oldu.Bu devirde Güney Azerbaycan Türkleri başka etnikler gibi aktif rol oynamaya başladılar.Humeyni bütün İran’da yaşayan milletlere özellikle Güney Azerbaycan Türklerine bir takım vadeleri vermek zorunda kaldı.Güney Azerbaycan Türkleri bu devrimin neticesinde de fazla bir şey elde edemeyeceklerini anlamıştırlardır. Çünkü 1979’un sonundaki referandumda Türkler için herhangi bir hak tanınmadığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine Türklerin %80’ne yakını referandumda oy vermediler ve Güney Azerbaycan’ın başkenti Tebriz’de resmi binaları ele geçirdiler. On binlerin katıldığı büyük protesto hareketleri düzenlendi. Bu hareketleri Güney Azerbaycan Türklerinin kurduğu “Müslüman HalK Partisi”(MHP) düzenlenmekte idi. Bu siyasi partinin önderi, İran 1978/79 devriminde ki liderlerin biri olan, Türk asıllı Ayetullah Şeriet Medari ‘nin liderliğiyle kabul ediliyordu. Fars rejimi ülkede ki Türklerin çoğunluğunu ve etkisini bildiği için başta değişik Türk asıllı liderler’den faydalanmasını bilmişti.Mesela o devrin Başbakanlarından Mehdi Bazirgan’da bir Türk asıllıydı.
Ama fars rejimi ırkıcı politikalarıyla bu Türk liderleri birbiri ardından etkisiz hale getirdi.Sonunda rejimde kendisine önemli yer tutan ve hatta Humeyni’nin yerine geçmesi bile muhtemel olan Kum şehrinde yaşayan Şeriet Medari tamamen izole edildi ve Güney Azerbaycan Türkleri yeni İran yönetiminde güçlü şahısları kalmamış oldu. İran rejimi karşısında hiç bir mania görmeden,Türkleri kültürel ve ekonomik bakımdan geride kalmaya maruz koydu.Türklerin Fars milliyetçiliğine dayanan kültür politikası da 1941’lere kadar yani Güney Azerbaycan’a Sovyet ordusu girmesine kadar,Türkçe neşriyatına imkan verilmemiştir. Pehleviler Asemiel siyasetlerini hiç durmadan mazlum Türk milletinin üzerinde kullanıyorlardı. Bu siyaset İran molla rejimi tarafından hala kullanmaktadır. Görünür ki İran’da hakimiyet değiştiği zamanda milletler için hiç bir değişiklik yaranmıyor ve ırkçı politikalar sadece bir az farklı oluyor. İran’da zemin ve yatak aynıdır, yalnız ruyalar ve hayallerin yüzü değişiyor. Fars şovenizmi İran’da 1979’da yatağı Humeyni rejimiyle değiştirmek mecburiyetinde kaldı ama İran’da ki milletler için özellikle Türk milleti için rüyaların ve tam doğrusu siyasetlerın yöntemi bir az farklı oldu.Sonuçta Güney Azerbaycan Türk milleti anlamalıdılar ki daha artık İran rejimine,hakimiyetine ve yönetimine kim olursa olsun,inanç ve güven kalmamıştır.
1941 ile 1945 arasında Türkler için nisbeten serbest olan yıllardan sayılır.Bazı gazetler ve kitaplar Türkçe yayınlanmıştır.Bundan sonra 1978’den Türk kültür ve edebiyatı için tekrar karanlık bir dönem başlanmıştır.Bu günkü günde fars milliyetçiliğini yaşatan Humeyni rejiminin tedbirleri altında İran’da bütün milletler özellikle Güney Azerbaycan Türk Milleti ve başka Türk toplulukları asemile durumunda kalmışlar. Güney Azerbaycan Türkleri, Küresünniler, Kaşgaylar, Türkmenler, Afşarlar ve Horasan Türkleri İran denilen ülkenin içinde esir kalmışlar. Gerçekten İran’ın dağılıp ve mahv olması büyük Türk Dünyası için uğurdur.Türk Dünyasının daha güçlenmesinin önemli bir nedeni İran’ın parçalanması ve Güney Azerbaycan’ın ve 50 milyondan aşkın Türkün azat olmasıdır. Vahid Azerbaycan’ın bölünmesi ve kaybettiği toprakları, Azerbaycan ve Türk Dünyası için aci yaradır. Bir milletin parçalanması ve talebi yabancıların eline geçmesini ne kadar zor olduğunu iyi anlıyoruz. Ama Azerbaycan Türk milleti asırlar boyu kültüründen ve Türklüğünden uzak düşsüde, hala direnişine devam ediyor. Kuzey Azerbaycan’ın bağımsızlığı bütün Türklerin milli onurudur.
Güneyide yıllardır yeniden milli haklarını müdafaa edip ve koruyan, Güney Azerbaycan Milli Hareketi Dr.Çöhregani’nin liderliğiyle kutsal yolunda dirayetle devam etmektedir. Güney Azerbaycan Türkleri bir daha Fars şovenizmin anti Türk politikalarının karşısında durmağı başarmıştır. Bağımsızlık, Güney Azerbaycan Türklerinin en doğal hakkıtır. İşte bu amaçla milyonlarca Türk Milliyetçileri şu an Milli Uyanış ve kurtuluş mücadelesini vermektedirler. Karşımızda İran molla rejimi ve Fars şovenizmi var. Ama İran molla rejimi şunu bilmelidir ki Azerbaycan’ın Kuzeyinde ve Güneyinde Türk Milleti politika bakımdan ayrı görünse de, bu milletin ve ikiye bölünmüş ülkenin halk arasında benzerlik dil ve kültürü birbirinden ayrılmayacak kadar kuvvetlidir. Bu ikiye ve belkide daha fazla bölünen millet ve vatan yıllar boyu farklı iki medeniyetin etkisi altında kalmışlardır, ama hala milletimizin yüreğinde vatan ve ayrılık hasreti yaşamaktadır. 180 yıldır ki Azerbaycan parçalanmıştır, ama artık ayrılığın sona ermesi yakınlaşmış. Bir daha Azerbaycan Millet ve Vatan olarak birleşmeğe doğru gidiyor. Bu asır Azerbaycan Türkleri için kurtuluş asrıdır. Türk Dünyasında önemli rol oynayan Azerbaycan çeşitli düşmanlarla karşı karşıyadır. İran, Ermenistan ve Rusya Turan için en tehlikeli ülkelerdir. Bu milli düşmanlarımızın karşısında başarılı olmak için Türk milleti hazırlık yapmalıdır. Türk milleti yenilmez bir güce sahip olmak için milli birliğini sağlamlıdır. Diriliğimiz ve Kurtuluşumuz yalnız Milli Birliğimize bağlıdır. Gelecek Yüce Türk Milletinindir!
Tekin. Maharlı
Ekim 2005 Türkiye