Ana Sayfa / Tarih / Giresun’un Adı Nereden Gelir Nereye Gider?
Giresun’un Adı Nereden Gelir Nereye Gider?

Giresun’un Adı Nereden Gelir Nereye Gider?

Her Giresunlu gibi ve üzerinde tarih tutmayan bu kaygan Anadolu karaparçasının her ferdi gibi şehrimin adının nereden geldiğini her zaman merak ettim. Aynı zamanda ismin nereye gitmekte olduğunu da düşündüm.

Araştırırken gördüm ki Giresun adının nereden geldiği konusunda ciddiliği elden bırakan ama bunca zaman ciddiye alınan, artık bilgi olarak kabul görmüş tahminler de var. Bu nedenle yazımda Giresun adının nereden geldiği ile ilgili tahminleri paylaşırken ben de (diğerlerinden hiç de geri kalmamak üzere) kendi tahminlerimi de eğlenceli olsun diye ekleyeceğim.

Kimisine ilginç gelecek, kimisi inanmak isteyecek, kimisi ise benim  “şehir efsanelerim”de olduğu gibi o kadar inanacak ki başka doğru kabul etmeyecek, kimisi de kızacaktır.

Önce Giresun ve bölgesine tarihte ne isimler verilmiş bir bakalım.

Giresun yöresi için verilmiş en eski ismi M.Ö. 15.yy’da Hititlerin kaynaklarında geçiyor. Hititler bu bölgeye Azzi Ülkesi diyorlar. Bu bölge,  Giresun,Trabzon, Erzurum ve Gümüşhane’nin bir bölümünü de kapsıyor. Yunalılar ilimize  Choerades, Romalılar Kerasous ve Cerasus  (Kerasus)demeyi tercih ediyor. Eski Türkler için şehrin adı ise Vilayet-i Çepni.  Osmanlı zamanında Kerasunt  adı ile sık anılan ilimiz 1930 yılında Giresun adını alıyor. Yukarıdaki resmi isimleri yanında ilimiz Gireson, Kerason, Keresea, Kerasus, Kerasos, olarak da konuşulup yazılıyor.

Bu kadar çok isim tabiî ki bir çok yoruma da neden olmaktadır. Hiçbiri diğerinden türemiş gibi durmayan ve yazılışı aynı ama anlamları farklı birçok isim var elimizde.

Ben ilimizin adını milletler, dinler, koloniler, imparatorluklar veya krallıklar üzerinden okumaya kalkmayacağım. Sadece Giresun adının geldiği yerlerle ilgili inanışları anlatıp kendi hikâyemi ekleyeceğim.

Şehirde en çok ismin kirazdan geldiğine inanılır. Şehrin adının kirazdan geldiğini söyleyenler genel olarak kentin ilk çıtlakkale tarafında kurulduğuna ve o dönemde oradaki kiraz ağaçlarından adını aldığına inanırlar.

Dünyaya kiraz’ın buradan yayıldığını düşünürler. Buna neden olan hikâye de Romalı General Lukullus’un M.Ö. 70 yılında Giresun’a gelimesine dayanır. Lukullus Giresun’da kiraz yer ve çok sever. Roma’ya dönerken yanında kiraz fidanı götürür. Romalılar kirazı (Cerasus Avium) tanır, beğenir. Böylece kirazın getirildiği yöreye Keresus adı verilir.

Bu inanışın altında İsa’dan önce 62-120 yılları arasında yaşamış, Historiarum Mundi (Dünya Tarihi) adlı 36 ciltlik ansiklopedi denilebilecek ilk eseri vermiş olan Romalı büyük donanma komutanı ve tabiat bilgini Plinius Juhiut’u ilk kaynak olarak alan araştırmacılar yatar. Bu kaynaktaki bilgi bugüne kadar aktarılarak gelir.

Oysa bu olaydan tam 200 yıl önce Roma’da kiraz vardır zaten. O kadar vardır ki, Romalılar paralarında bile kirazı resmetmişlerdir.

Bu bilgi Kiraz’ın dünyaya Giresun’dan yayıldığı bilgisini de bozar ama bir Giresunlu olarak dünyaya yayıldığı yerde bir meyveyi üretememe beceriksizliğini üzerimizden aldığı için beni biraz rahatlatır.

Yine de Ceras kelimesinin sadece kiraz için değil, yabani üzümsü meyvelerin çoğu için ismedilmesi, götürülen meyvenin ve kerasus isminin belki de başka bir meyveden gelebileceğini de düşündürür.

Bir başka hususta Karadeniz’deki tek Kerasus’un Giresun olmayışıdır. Trabzon Vakfıkebir’de bugünkü adı ki Kirazlık olan köyün tarihi bir yerleşim yeri olduğu ve eski adının Kerasus olduğu bilinmektedir. Diğer Kerasus ise Sinop’ta bulunmaktadır. Karadeniz’de üç Kerasus bulunması bir çok araştırmanın yeniden ve itina ile yorumlanmasını gerektirmektedir.

Kerasus adını kirazda ararken, Spartaküs isyanını bastıran ünlü Romalı General Kerasus’a atfen şehrimize bu isimin verildiği de okuyoruz bazı kaynaklarda. Ancak Spartaküs’ün ya da General Kerasus’un buralarda ne işi vardır, bu konuda bir şey bulamıyoruz. Bu kadar karışıklığın içinde bir de bununla uğraşmak zorunda kalmayışımız iyi. Ancak biraz zorlasak, yakın tarihle bağlantı kurup isyan bastırma geleneğinin kentin karakteri olduğunu düşünüp bu yoruma da dört elle sarılabiliriz.

Kendi adının geçmişini yabancı kaynaklarda arayıp bulmaya çalışan bir halk ne yapabilir ki? Kendi tarihini ne sözel ve yazılı aktaramamış Giresunluların torunları olarak biz de böyle derleme bilgilerin içinde yapa-boza sohbete devam edeceğiz.

Kerasus adı ile bir bilgi de eski yunanca’da “boynuz” anlamına gelen Kerastan’dan türetilmesidir. Boynuz adının  neden verilmiş olabileceği konusunda ise tarihçiler Giresun yarımadasının denize boynuz gibi uzamasını ve doğusundaki ve batısındaki koyların aldığı şekli göstermektedirler.

Karadeniz kıyısını cetvelle çizilmiş gibi düz kabul eden bu inanışın taraftarları Giresun’u nerdeyse Karadeniz’in tek koyu ilan ederler.

Tam da bu noktada, “boynuz”, “kiraz”, “üzümsü meyveler” ve “Romalı general” arasında tarafsız kalmak kaydıyla, yani haddimi bilerek bir anımı anlatacağım.

Karadeniz’de, Giresun’un Espiye ilçesindeki Armelit ile başlayan ve doğuya doğru devam eden Arsin, Ardeşen, Artvin, Ardahan, Arhavi gibi belirgin bir “ar” sesi ile yer isimlerinin çokluğu dikkatimi çekmişti.

Uzun zamandır soruyor bulamıyordum. Türkiye’nin diğer bölgelerinden yer isimlerinde kümeleme yaratarak kullanılmayan, nadir kullanılan bu ses neden bizim bölgemizde hakim olmuştu?

Ardahan’ın ismini arkasındaki handan aldığını ve aslında Ardıhan olarak söylenmeye başlayıp sonradan Ardahan’a dönüştüğünü öğrendiğimde kapıyı biraz araladım. Arsin’li bir tarihçi arkadaşım Arsin’in adını arkasındaki mezarlıktan aldığını ve Ardısin anlamına gelen Arsin olarak söylenen bir ismi olduğunu anlattığında artık merakımı gidermiş sayılırdım.

Sanat tarihçi bir arkadaşıma bunu anlattım ve Artvin’in adı üzerine iddialaştık. Tabiî ki ben arkasındaki bir yerden adını almıştır diyordum. Hemen telefona sarıldı ve Artvinli bir akademisyeni aradı. Benim yanıldığımı söyledi. Artvin’in adını bir sürü anlamsız şeye dayandırdı. Ben eve döndüm ve Artvin’in Ermenistan’ın Divin isimli tarihi bir kentin denize inen yolu üzerinde bulunduğunu gördüm. ArdıDivin Artvin olabilirdi yani. Armelit arkasındaki meşelikten ArdıPelit olabilirdi…

Olabilirdi diyorum çünkü böyle bir akademik bilgi yok. Nereden gelip nereye gittiğimiz net değil. Ancak bu bölgede arkasındaki yerden dolayı isim alma geleneği “ar”la sınırlı değil. Biliyoruz ki Beşikdüzü de arkasındaki Beşik dağlarından isimlendirilmiş bir ilçedir.

O zaman, Kerasus’un “boynuz”u hakkında şunu diyebilirim. Mademki bu bölgede arkasındaki yerden isim alıyor kentler. Madem ki Giresun batıdan gelen konuklarını, tepesinde Gedikkaya’nın eşsiz güzellikteki boynuzuyla karşılıyor. Neden Karadeniz’in tek doğal boynuzu Kerasus’a isim veremiyor?

Keras’la ilgili tahminlerin bilgileşmesi bunlarla da bitmiyor.  Evliyâ Çelebi de zamanında şehrin adının nereden geldiğini anlamamış ki o da benim gibi kendince bir ekleme yapmış ve Seyâhatnâmesi’nde şöyle yazmış:  “Giresun Kalesi Fâtih Sultan Mehmed Han devrinde Muhâsip Mahmûd Paşa tarafından fethedilmiştir. Fâtih, kale fetholunurken, Mahmûd Paşaya; “Bu gece kal’anın alt kapusundan giresün!” diye ferman edince, fetholduktan sonra kaleye giresün adı verildi’. Günümüzde Fatih fanatikleri tarafından da kabul gören bu tahmin benim gibi hikâye seven birine bir tuhaf geliyor.

Geçen haftalarda Ali Göreci’de Giresun Kent kültürü kitabından bir alıntı ile “Şehrin anlamının Grekçe kiraz anlamına gelen Kerasus’dan türemesi pek mümkün gözükmemektedir. Karadeniz sahili boyunca adının kökeni Grekçe olan en büyük yerleşim yerleri Tiripolis (Tirebolu) ve Pavrea (Bafra)dır. Onun dışındaki bütün şehir isimleri dolayısı ile Kerasus adı da Grekçe değildir” diyerek kirazla olan bağı biraz daha zayıflatmıştı.

Ünlü Giresunlu tarihçi Feridun M.Emecen’ de bu konuda bizi “Giresun tarihinin bazı meseleleri” adlı makalesi ile uyarmıştır.

Hani ben tarihçi değilim. Yazı ile bağım hikâyeden gelir hikâyeye gider. O nedenle Giresun’un ismi konusunda düşünülmesi gereken bir konuyu daha bu yazıma rahatlıkla alıyorum.

 

Küresünniler duydunuz mu? Tarih, bu kişilerin Şah İsmail  Safevi zamanında Sünnilikten Şiiliğe dönmeleri için kör edilmiş olmaları ve o zamandan beri ”küre Sünni” yani Kör Sünniler olarak adlandırıldıklarından yanadır.

Tarihçilerin küresünniler hakkında aynı fikirde oldukları bir konu da Küresünnilerin Çepni Oğuzlarındandırlar.

Çepni Türklerinin de Giresun’a geldiği ve burada çoğunlukta yaşadıklarını biliyoruz.

1279 yılında nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte Giresünı (bu ismin yazılışı açıkçası beni hayrete düşürüyor) yavaş yavaş terk ederek batı karadeniz’e uzanırları.

“Giresunlu veya Küresünni Türkmen-Oğuz toplumu” Azerbaycan’ın Hoy, Salmaz ve Urmiye bölgelerinde, Urmiye Gölü’nün batı kısmında yaşamaktadırlar.

 

Güney Azerbaycan’da bu toplumun,Karadeniz’in Giresun bölgesinden geldikleri kanâati hâkimdir.

Lehçeleri Karadeniz  ve Tebriz Türkçesi arasında bir karaktere sahiptir.

Hatırlarsanız, İran’ın Urumiye kenti ile kentimiz 2-3 yıl önce kardeş kent oldu. O günlerde bir çok Giresunlu yaşadığı için kardeş kent olduğumuz söylendi.

Acaba bu hikâye,  “alt kapıdan Giresun”dan daha mı akılda kalıcı.

Dediğim gibi ben bilemem. Şehrimin adının nereden geldiğini ararken yolda bulduklarımı yorumlarımı katarak paylaştım sadece.

Peki Giresun adı nereye gidiyor? Sanırım asıl bunu tartışmak lazım. Son yıllarda artan bencillik ve insan kırma konusundaki becerilerimizden dolayı “Kırasun”, kraldan çok kralcı olma huyumuz ile “kralasun”, batıl inanışların yaygınlaşmasından dolayı “Girefsun”, giderek ısınan iklimimiz nedeni ile “Kırasun (Sun=Güneş) denebilir. Farkındaysanız Kerasus gibi “Kırasun” konusunda da aha şimdiden iki farklı görüş var.

Eğlenceli bir meraktır yer isimler. Bizim ilimizin adı gibi nereden nasıl geldiği, hangi tarihlerde ve kimler tarafından neye göre ismedildiği araştırılıp tarihi bir sıraya dökülmemiş yerler için hayal kurup eleştirmek ve eklemek de kolay oluyor.

Tekrar hatırlatmak isterim ki bu bilimsel bir yazı değildir. O nedenle kopyalayıp gerçek gibi yaymayın. Okuyun, düşünün ve eğlenceli bir zaman geçirin şehrimizin adıyla o kadar.

Bu yazı Giresun’un ismine bir hikâyeci yorumudur sadece.

Gerçekten çok uzaklaşmayan, gerçeklerden yola çıkan ama gerçek olup olmadığı hiç bilinmeyecek hikâyeler gibi Giresun adı.

Biz ki, şehrimizin adını “Girasun” olarak okuyoruz (Giresun’da merkez ilçeye has bir okumadır). Maçlarda “Girasun” olarak bağırıyoruz…demek ki hikaye devam ediyor. Kralları, dağları, meyveleri, göçerleri eteğinde toplamış dolaşıyor hala Giresun’un gizemli adı tarihin aralığında hep dinamik kalarak.

www.giresunekspres.com

Hakkında khodkar

Cevaplayın

Mail adresi yayınlanmayacaktır.Gerekli alanlar işaretlenmişlerdir *

*

Yukarı ilerleyin