Görünen ile Görünmeyen
Kent siyasal olarak ciddi bir sınavda… Dört partili bir seçim ortamında CHP ve MHP kendi aşiretsel ve parti oylarına talip iken, BDP daha çok Kürtlük zeminine, AKP ise genel oylara talip! CHP brukanların oyuna talipken, MHP küresinilerin bu kez bir vekil çıkarma ümidini kendi kitlesinde, tabanında yüksek tutuyor….
Tabi ki bütün bu belirlemelerin ve beklentilerin de her şeye rağmen toplumsal zeminde gerçekçi bir temele oturtulması da siyaset akışı için gerekli olandır…
Bu iki parti vekil çıkarma yarışında canla başla mücadele ederken, asıl oyuncular olan AKP ve BDP ise sekiz vekil seçiminde gerçekçi bir temelde seçimi dört – dört yapma derdinde. Bir kısım vatandaş BDP adayları için dağılımın düzgün yapılamayacağı varsayımından hareketle işlerinin zor olacağını söylerken, AKP cenahında ise dörtten öte bir beklentinin de hakim olduğu bir gerçek… AKP tarafında da vatandaştaki algı hakim ve onlar da oy dağılımının BDP bağımsızları için istenilen şekilde olmayacağı ve kendilerinin de beklentilerin üzerinde oy alarak yeniden 5 vekille mecliste temsil edilecekleri hesabındalar…
2009 İl Genel Meclis Seçimlerindeki veriler ışığında BDP´nin 200 bin oyu var. Buna karşılık AKP´nin 2007 seçimlerine göre oylarında yirmi beş binlik bir düşüş ile 2009 İl Genel Meclisi Seçiminde aldıkları 135 bin oyları ile BDP bağımsızları karşısında yarıştalar… Bu şekilde bir beklenti etrafında gerçekleşecek bir sandık sayımından BDP´li bağımsızlarının oy bölünmelerindeki kaymalarla birlikte çok rahat 4 vekil çıkarabileceği görülebiliyor. Hatta BDP´lilerin yeni seçmen kütüğüne giren yaklaşık 45 binin üzerindeki oydan da hatırı sayılır bir oy almaları mantık dahilinde ve bu artılar bile hesaba katılmasa da AKP´nin mevcut oyunu koruması, alması halinde BDP istediği sonucu almakta çokta zorlanmayacak gibi gözüküyor, sürpriz bir gelişme olmaz ise!..
AKP ise gerek listelerindeki aday şekillenmesinden dolayı aldığı tepki, gerekse artık bölgede kitlelere pazarlayabilecekleri çok fazla bir şeylerinin olmaması nedeniyle önceki seçimlere göre daha bir zorda gözüküyor…
Her şeyden öte Van bağlamında seçimi tetikleyen ve katalizör görevi gören Van Belediyesini yerel seçimlerde kaybettiler. Ardından Bakan olan vekil Çelik´in, çomağını toplayarak sırra kadem basıp partisini dımdızlak ortada bırakması ve ardı sıra İl Başkanlığındaki gelişmeler toplum kesimlerinin aday beklentisinin karşılanmaması doğrusu AKP´nin mevcut oylarını korumaları noktasında vatandaşın söylemlerine bakılırsa zor… Ancak seçmen kesim ve eğilimlerinde son dakikaya kadar bölgede batı illerinden farklı olarak ciddi kaymalar, değişim yaşanması söz konusudur!…
Diğer taraftan seçime varlık yokluk temelinde giren brukiler, geniş toplum kesimleri tarafından da sevilen ve Van´a katkı sunacağına inanılan CHP adayı Zahir Kandaşoğlu ile bir sürpriz peşinde… Brukiler, AKP´nin geçen seçimde olduğu gibi yirmiye yakın bruki aday adayından hiç birine yer vermemesi ve Kandaşoğlu´nun CHP birinci sıra adayı olması nedeniyle içlerinden biri olan Kandaşoğlu´nu meclise taşımayı hesaplıyorlar…Yıllar sonra brukilerin içinden ağa olmayan biri bu umudu taşıyor ve brukiler uzunca bir zamanın ardından bu kez Kandaşoğlu ile mecliste temsile hazırlanıyorlar… Kolay değil tabi ki ama AKP´nin alacağı oy oranlarına göre Kandaşoğlu meclise, MHP adayına göre bir adım yakın gözüküyor. Bu beklentinin gerçekleşmesi için Kandaşoğlu´nun AKP dördüncüsünü alacağı oylarla geçmesi gerekiyor… Bu şansı var mı? Tabi ki son dakikaya kadar muhtemel olandır…
Ancak bu tespitlerin ete kemiğe bürünmesi için de 12 Haziran akşamına kadar da beklenilmesi gerekiyor. Çünkü bölgenin özellikle Kürt siyasal gelişimlerinden çok ciddi şekilde etkilenme durumu söz konusu. Bu da ister istemez süreci gergin ve seçmen beklentileri, tercihleri etrafında sıkıntılı hale getirendir…
Umuyoruz ki bu seçim dönemi şuan devam eden gerginliklerden ve siyasal sorunlu düzeyden daha da öteye gitmez. Bu hali bile artık belli kesimlerde sıkıntılı haller yaratmaya başladı bile… Aynı zamanda olayların, gelişmelerin yoğunluğu da kitle üzerinde ciddi bir psikolojik baskı yaratmakta ve bu durum da ister istemez sorunlu bir ortam…
Bu toplumsal algının siyasal zeminde de karşılık bulması ve kitlenin çokta zorlanmaması, kentin zaman zaman da olsa yaşanmaz hallere getirilmemesi halinde çok daha verimli bir siyasal sürecin yaşanabileceğini düşünüyoruz…
Ferit Hayva