Kasımoğlu Cemaatı: Bir Sünni Azeri Topluluğu
İran’ın Urmiye vilayetine bağlı Hoyi’den seferberlik sırasında gelip buraya yerleşmişler. Yerli Van halkı bunları Küresinler olarak çağırmaktadır. Kür, Farsça’da “çok” anlamına geliyormuş. Zaten kendileri de İran’dan kalabalıklar halinde buralara göç etmişler. Bu ayrılık, daha ziyade İran’ın Sünni olan bu grubu Şiileştirme emellerine olan tepkiden kaynaklanmıştır. İran, Sünni olan öteki Azerileri Şiileştirme kampanyasını hazırlamaya başlayınca, Küresinler buna dayanayıp en yakın sınırı aşarak Van’a yerleşmişler.
Küresinler köyü, şehir merkezden 32 km uzaklıkta 95 hanelik ve 835 nüfuslu yeşillikler içinde bir köydür. İran’dan geldiklerinde bugünkü yerlerinde 4-5 hane kadar da Kurmançlar varmış. Şamil Efendi de İran’dan göç eden ve şu anda muhtarlık görevini yürüten, deneyimli bir köy eşrafı. Van yöresinde tahminime göre 250.000 civarında Azeri nüfusu varmış. Şamil Efendi bu köyleri şöyle sıralıyor: Kasımoğlu, Yumrutepe, Alaköy, Karagündüz, Köprüler, Beyüzümü, Kavunlu, Kiçanos, Lemizgirt, İskele, Kilimli, Saray, Özalp İlçesinin büyük bir kısmı Zeranos ve nihayet Lim Köyü’nün yarısı. Kasımoğlu büyük çapta buğday, arpa yanında hayvancılıkla da uğraşmaktadır. Her hanenin ortalama seksen-yüz dönüm kadar arazisi mevcut. Dengeli bir toplum yapısı görünümüne sahip Kasımoğlu.
Kasımoğlu Küresinleri Van yöresinde milli duyguları yüksek Türk olmakla gurur duyan bir grubu oluşturmaktadır. İfadelerine göre, Küresinliler arasında Pkk teröre katılan tek kişi mevcut değildir. Şamil Efendi bunu iftiharla söylüyor “Biz Türk’üz ve Türk olmaklada iftihar duyuyoruz. Pkk ya ve Kürtçü eylemlere de sonuna kadar karşıyız.” Küresinliler yüksek milli duyguların yanında Şiileştirme sürecine de tepkileri şiddetli. Hümeyni ‘yi de bu yüzden sevmiyorlar. “ Pkk ne ise bizler için Humeyni de odur.” Diyorlar . Yörede son yıllarda Humeynici akım taraftarları arasında da bir artış görülmektedir. Buna da sonuna kadar mukavemet edeceklerini söylüyorlar. Küresindekilerle toplu olarak yapılan sohbette pkk ve Humeynici akımlar nefretle kınanmakta ve Van da anarşik akımlara karşı adeta bir mukavemet cephesi oluşturulmaktadır.
Van ‘ın son yıllarda kırsal alanlarda terör nedeniyle göçlerin başlaması sonucu, nüfusu 400 bin civarına düşmüştür. Bunun yarısından fazlası, sosyal direnci yüksek ve teröre karşı duyarlı, kendini Türk hisseden bilinçli Azeri topluluklarıdır. Belki Van ‘da terörün etkin olmayışında bu direnç noktalarının tesiri büyük olsa gerek.
Küresinliler, “ ağa ” kavramına karşılar ağalık denen bir müesseseyi de tanımıyorlar. Bu kavramın daha ziyade Kürt aşiretlerinde yaygın olduğunu belirtiyorlar. Bunun içinde Kasımoğulları yörede yaygın olan bir sözü bize naklediyorlar : “ Hayvan nasıl yularsız ahıra girmezse, Kürt de aynı şekilde ağasız, şeyhsiz adım atmaz.” Bu da dış grubun aşiret ve temsilcisi kişiler hakkındaki Küresinlilerin kalıp yargılarıdır.
Azeriler de tıpkı Kürtçe konuşan aşiretler gibi kendi içlerinde bir kimlik oluşturmakta ve dışa karşı tutum almaktadırlar. Bu nedenle, onlara kız alıp vermeye karşı son derece hassas davrandıklarını ifade etmektedirler. Hasan Kartal’ın son eşi de daha önce belirtildiği üzere Gevaş Azerilerindendir. Şamil Efendi “ Bu iş gönül rızası ile olmadı, kaçırdılar “ diyor. Ancak, son yıllarda bu sert kabuğun önemli ölçüde değişime uğradıkları kanısındadırlar. Küresinliler, Suni ve Azeri olmaları nedeniyle İran’ a ve pkk ya karşı son derece sert bir tutumu ortaya koymaktadırlar. İran’ın ülkelerinde Azeri kardeşlerine reva gördükleri Şiileştirme kampanyasına karşı da kayıtsız değiller. Sunnilik Azeri Türklerini hem Şiileştirme hemde İranlılaştırmaya karşı son derece hassas bir dokuyu oluşturmaktadır.
Küresinlilerin, yapmış olduğumuz uzun süreli katılımcı gözlem sonucu, pkk açısından bazı alt yapıdan kaynaklanan şikayetlerine de tanık olduk. Bu da güneyden, bilhassa Cizre ve yöresinden gelip din kisvesi altında hizmet görenlerin pkk ya destek olmalarıdır.Yaşlı bir Küresinli bana “ Bu yol kapatılsın terör durur.” Diyordu. Ben, din adamlarının teröre arka çıkmasının mümkün olmayacağını hatırlatınca, yüksek okulda okuyan bir genç: “ Sütçü İmamları unutmayınız, onlarda vatanları için Fransızlara karşı çıkmışlardı “diye haykırdı. Topluluk başlarıyla bu sözleri tasdik eder gibi bana bakıyordu. Aşiret kabile yapısı içinde ideolojinin uyanması millet kimliğine ulaşmış kuruluşlara nazaran daima daha canlı ve tazedir. Çünkü, aşiret kabile dokusu bir klan niteliğinde bulunması nedeniyle akrabalık bağına dayanır. Bu nedenle, pkk mikrobu vucuttaki bütün kas ve sinir yapısına sinmiş gibidir. Onu aşiretten tecrit etmek son derece güç olsa gerek. Akımı geçiren elektrik telleri gibi, aşiretlerde bir ağ biçiminde pkk’nın örgütlenmesini alt yapısını oluştururlar. Burada aşiret ideolojisinden kasıt daha ziyade etkinlik şuuru etrafında kümelenilen ve aşiret aydınlarının siyasal yönlendirmeleridir.
Küresinlerde gözlediğim emik yaklaşım ve aktör bakış açısından beni şaşırtan nokta, aşiret yapısı ve Cizre gibi Güneydoğu yöresinden gelen dini misyonun terörü tırmandıran bir çizgide olduğuna dair inançlarıydı. O halde aşiret kabile yapısı hem milletleşme diye ifade edeceğimiz sosyolojik oluşumu, hem de terör alt yapısını tasfiyede önemli bir engel teşkil etmektedir.
Kitabin Adı.: Doğu ve Güneydoğu Kabile Aşiret Yapısı
Basım Yılı.: 2005
Yayınevi.: IQ Kültür Yayıncılık
Sayfa.: 63-65
Derleyen: Oktay Aslantaş