Küresinliler hakkında çok çeşitli söylemlerin olduğunu söyleyen Karagündüz Köyü muhtarı Özer Polater, Küresinlilerin tarihleri belli olmayan bir topluluk olduğunu ifade etti. Bazı rivayetlere göre Küresinlilerin Çepni Türklerinden geldiğini söyleyen Polater, “Bazı yaşlılarımız şunu söylüyordu: ‘Giresun’dan, bir dönem İran’a gönderildiğini söylüyorlar. Ondan sonra şah döneminden sonra tekrar Türkiye’ye geçişlerin İran tarafında Azerbaycan bölgesi olan bir yer var.’ Buradaki Küresinli söylemi, İran’da da aynı söylemi vardır. Bir başka söylem ise benim de inandığım: Avşar Boyları’ndan Karakoyunlulardan olduğumuz. Onun delili de şudur: Van Kars, Konya hattında bir Karakoyunlular kuşağı vardı. Aslında aynı kökenliyiz. İran’da, Konya’da da Küresinliler vardır. Onlar artık Konyalı olmuştur. Konuşmaları da bizim gibi değil. Ama bu hatta Karakoyunlular olarak biz yaşıyoruz. Halen İran’daki dilimiz kullanılıyor. Başka bir dil çok nadir konuşulur. Bu köyde Kürtçeyi çok nadir insan bilir. Farsça da bilmeyiz” dedi.
“Kaçakuşluktan Gelmişiz!”
İran’la ilişkilerinin devam ettiğini söyleyen Polater, tarihleri hakkında ne büyüklerinin anlatma ihtiyacı hissettiğini ne de kendilerinin merak edip sorduklarını belirterek “Keşke öğrenseydik” diye hayıflandı. Zor şartlar altında İran’dan geldiklerini anlatan Polater, “Bizim dilimizde bir söylem var. ‘Kaçakuşluktan gelmişiz.’ Kaçakuşluk; yani oradan kaçıp kurtulan manasındadır. Buradaki baskılardan, İsmail Ağa’dan bahsedilir. Bunların zulmüyle buraya gelinmiş. Bazı insanlar var ki anne babası bir olduğu halde hayatları boyunca birbirlerini görmemiş. O zamanlar imkanlar bu kadar değildi. Dağ yoluyla gidip geliyordu. Birçok insan kardeşini görmedi” ifadelerini kullandı.
Van’da Küresinliler Aşireti’nden birkaç köyün daha olduğunu söyleyen Polater, Van’da aşiret olarak en yoğun yaşadıkları köyün, kendi köyleri olan Karagündüz Köyü olduğunu belirtti. Van’ın ilçesi olan Saray’ın, ilçe olmadan önce tamamen bir Küresinli köyü olduğunu anımsatan Polater, “Sonradan ilçe olduğu içi yerleşim farklılaştı. Diğer köylerde dışarıdan yerleşenler var; ama bizim köylerimizde dışarıdan yerleşen yoktur. Köyün tamamı akrabadır. Bizim köy en yoğun yaşadıkları yer” şeklinde konuştu.
“Çok Güzel Geleneklerimiz Vardı”
Aşiret olarak güzel geleneklere sahip olduklarını söyleyen Polater sözlerini şöyle sürdürdü: “Geleneklerimiz hepsi kayboldu. Çok güzel geleneklerimiz vardı. Mesela Nevruz bizim bayramımızdı. Biz Nevruz’u çok iyi kutlardık. Eskiden köy bacaları vardı. Bacalardan içeriye testiler sallanırdı içerisine yumurta bırakılıp alınırdı. Akşam ateş yakılırdı. Yumurta bırakmayan evlere su dökülürdü. Nevruz şimdiki boyuta geçtikten sonra biz Nevruz’u terk ettik. Şu an başka amaç için kullanılıyor. Şu an siyasallaşmış durumda. Öyle görünüyor ki biz artık ona zor döneriz. . Eski evlerimiz de kalmadı. Artık gidip yukarıdaki bacalardan testi sallama da olmayacak. Bu iş kapılardan da olmaz. Bu iş bitti artık. Güzel birlikteliklerimiz var. Düğünlerimizde köyün tamamı birlik olur. Kavgalı olsalar da birlik olur. Kimse kimseyle konuşmasa bile taziyelerimizde hep birlikteyiz. Umumu ilgilendiren meselelerde hep birlikteyiz.”
(Fırat Arslan)